Evet arkadaşlar bugün biraz lise yıllarıma dönmek istiyorum, bu aralar sürekli bir özlem içerisindeyim, geri dönüş istiyorum, 6-7 sene öncesine.

Her zaman mutlu olduğum, kalıcı arkadaşlar edindiğim, eğitimin önemini kavradığım ve şahane bir öğretmenle tanışma yıllarıma. Hala mutluyum çok şükür. Ancak üniversitede edindiğim arkadaşlar, yediğim kazıklar, gördüğüm tavırlar beni fazlasıyla yıprattı sanırım.
Kardeşim dediğim insanların ihanetini, iftirasını gördüm, ailemin güvenini kaybettim ve dahası. Ben ben olmaktan asla vazgeçmedim ama her şeyin aslı astarını gösterdim aileme, bu süre zarfında üniversiteden sadece 1 arkadaşım ve liseden 3 arkadaşım vardı (Üniversitede sadece 1 arkadaş diyorum ama onunda yeri çok farklı benim için.)

Lisede bir hocam vardı sdını da söylemek istiyorum Mehmet Keskin.
Adam dünyanın en olağanüstü öğretmeni. Tarihi seviyorsak belki de sırf onun yüzünden.
Sadece varlığıyla güven veriyordu, şimdiki öğretmenler gibi değildi, herkes tarafından aşırı sevilen aşırı saygı duyulan bir hocaydı, okulda fanları vardı. Öyle mükemmel bir hoca, herkesi dinler, baba olur, abi olur, arkadaş olur, öğretmen olur. Üniversitede de çok iyi hocalarımız oldu ama sadece hocalarımız.
Mehmet Hoca öyle bir hoca değildi, biz birer iyi insansak şu anda onun sayesinde. İyi bir insan olmayı öğütlemedi, gösterdi. Kendi dertlerini bile paylaştı bizimle. Bir aile ortamıydık adeta. Çiğköfte günlerimiz olurdu, dolmalı yemek şenliklerimiz, bahar şenliklerimiz. Şiirler okurdu bize, bilgi yarışması yapardı, hepte kazanırdık grup olarak :) Bahsedince bile mutlu olmuyor değilim. Üniversitedeki hocalar, derste güler eğlenir ders anlatır, çıkar gider, dışarda tanımaz bile seni.
Ne bileyim umduğumu bulamadım ben üniversitede. Hep bir şeyler noksandı. Hep en iyi insanlarla olunca öyle devam eder sanıyorsunuz, yanılıyorsunuz.
Lise biraz farklı değil miydi sahi?
Sadece bana mı öyle geliyor?
Şimdilerde gördüğümü sadece ben mi görüyorum?