Modayı yakından takip etmeye bayılırız.
Özellikle mağazalarda, boy boy posterleri asılan güzel kadınların&yakışıklı erkeklerin posterlerinde gördüğümüz kıyafetlere hayran kalırız. Kıyafetin gerçekten bizde de öyle durabileceğini düşünürüz, düşündürtürler ya da. O kıyafeti almamızı istiyorlardır. Çünkü moda akımını ancak bu şekilde başlatabileceklerin hepimizden iyi biliyorlar.

Benim için 'moda' insanın kendine yakıştırdığını giymesidir. Dünyanın en güzel kıyafeti olsun, içimize sinmediği sürece sıradan bir kıyafetten farksızdır. Ve zaten o hissiyatı kendi içimizde barındırdığımız için yakışmaz, içimize sinmeyen elbise, jean, bluz, abiye vb.

Seviyoruz bakımı, hoş giyinmeyi. Fakat artık ne giyeceğimize moda karar veriyor. Son yıllara ait olmayan tarzda bir elbise giyersek "bunu nerden buldun, hiç mi bilmez insan giyinmeyi" tribine giriyor herkes.
Sanırım biraz da bundan kaçarak modaya sığındık. Çünü ortak yönümüz buraydı. Bizi yöneten, farklılaşmamızı istemiyordu ve yalnızca kendi merkezindeki değişikliklere izin veriyordu.
Bu yüzden biiraz daha takıntılı olduk stil konusunda çünkü aynı merkezin farklı ürünlerini aramaya başladık. Elbette bu endüstrinin bir parçası olan televizyonlar da kendini gösterdi ve programlar yapmaya başladılar TV kanallarında. Diğer yayınlanan tüm zırvalıklar gibi, bu programlarda ünlüler oynatıldı ve topluma bu şekilde entegre edilmeye çalışıldı.

Marjinallikten yukarıda bahsetmiştim fakat garip olan, farklı giyimin 'tarz' olarak algılanacağını zannetmek. Marjinal giyim dedim de aklıma Lady Gaga geldi hani bir konserinde etten elbise giymişti. Neyse konumuz Lady Gaga değil😄
80-90'lar modası var bu günlerde. Çiçekli gömlekler, işlemeli elbiseler...
Ama sahiden de güzeller. Yine de söylemeden geçemeyeceğim giyim markaları, herhalde artık farklı ürünler üretmeye pek hevesli değiller, son zamanlarda nostalji için yarışıyorlar.

Pijama akımı aralarındaki en rahatıydı. Yahu bildiğiniz pijamayla çıkıyordu ünlüler. Zaten bunun da bir taktik olduğunu bilmemiz gerekiyor ve öyle düşünmemiz gerekiyor. Bunun sebebi ünlülerin takip ediliyor ve sürekli göz önünde oluşları. Başka nasıl daha iyi pazara sokulabilir ki ürünler?
Bizden biri çıksa deli deyip peşimize verirler, bu da ayrı bir mesele tabii.😄

Bir de alanında bilinen markaları var. Farklı akımların başlama sebebi olan markalar için vizyonları üzerinde olmak her zaman arzuladıkları birincil ideal.
Gucci dünyanın en çok satan ikinci markası ve en köklü italyan markalarından. Ve bayağı kaliteli. Reklamları da etkin kullanmlarının yanında sevilen bir marka.

Son yıllardaki moda anlayışı biraz şaşırttı beni doğrusu.
Bilirsiniz Gucci ta 1920'lere dayanan bir marka. 1931' de ise tasarım dünyasına adım atarken giyim ve aksesuar tedarikçisi olarak başlamış. Gucci başta bez sonrasında aksesuar, parfüm, çanta, ayakkabı, kozmetik gibi geniş bir yelpazeye sahip. Öyle ki yılda 4.5 milyar dolar değerinde çanta satıyor. Hal böyleyken Gucciden en iyisini bekliyorum ben, son yıllardaki konsepti biraz soğuttu beni. Evet farklı olmak en güzeli ama abartmamak gerekiyor.
Sen üç milyar yediyüselli milyon sen milyar sen ne yaptın konsepti olmamış 😊
Eski çizgisini yakalar umarım.


Moda akımlarına bakış açımızın, tıpkı kültürlere olan bakış açımız gibi olmalı diye düşünüyorum. Nasıl kültürlerin bizi yönetmesini garip buluyorsak ve değiştiriyorsak aynı şekilde modanın bizi yönetmesine karşı çıkıp bizim onu yönetmeye başlamamız gerekiyor. Aksi takdirde algısı yalnızca markaların reklamlarıyla yönetilen, kafasında istediği şeyi tasarlayamayan bireyler haline gelebiliriz. Bunun bilincinde olarak, bakış açımızı düzeltmemiz gerekiyor. Çünkü devir medya devri, devir reklamların en yoğun gösterime girdiği bir devir.

Hoşçakalın :)